Türkiye’den Yurt Dışına Satış Yapan SaaS Ürünleri İçin Ödeme Altyapıları — 2

Yavuz Atlas
3 min readAug 5, 2021

--

Photo by NASA on Unsplash

Önceki yazımda SaaS ürünleri için yurtdışı/yurtiçi şirket açma kararından ve Türkiye’deki ödeme altyapısı tecrübelerimden bahsetmiştim. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi sırada yurt dışı ödeme altyapılarıyla ilgili tecrübelerim var.

Yurt Dışı Ödeme Altyapıları

Türkiye’deki ödeme altyapılarıyla ilgili yaşadığım sorunlardan sonra risk almadan global bir çözüme yönelmeye karar verdim.

Yurt dışında ödeme altyapılarıyla ilgili araştırma yaptığınızda birtakım terimlerle karşılaşacaksınız. Bunlardan en önemlileri merchant of record (MoR) ve payment service provider (PSP). Bunların dışında Seller of Record (SoR) diye ayrı bir terim daha var. Anladığım kadarıyla SoR bazen MoR ile aynı anlamda bazense MoR’u kapsayan ayrı bir model olarak görülmüş.

PSP’ler sadece ödeme alma işlemini gerçekleştirip gerisine karışmıyor. Mesela Stripe ve PayPal PSP çözümleri. Bu sistemlerin komisyon oranları çoğunlukla düşük oluyor ama tam bir ödeme sistemi entegrasyon için ekstra bazı geliştirmeler yapmanız gerekebiliyor.

MoR ise PSP’den çok daha farklı bir konsept. MoR aslında hukuki açıdan sizin yerinize satış yapan bir partner (Reseller). Siz ürününüzü MoR’a satıyor ve faturanızı MoR şirketine kesiyorsunuz. Onlarsa sizin ürününüzü sizin yerinize müşterinize satıyor ve onlar da müşterinize fatura kesiyor. Bunun faydasıysa sizin satış konusunda hiçbir hukuki sorumluluğu üstlenmemeniz. Sizin satışta tek muhatabınız anlaştığınız MoR şirketi. Dünyanın farklı ülkelerindeki müşterilerinizin bağlı olduğu devletlerin muhatabı da anlaştığınız MoR şirketi. Mesela Türkiye’deki katma değer vergisine (KDV) denk gelen value-added tax (VAT) toplama işini sizin yerinize MoR şirketi yapıp topladığı vergiyi ilgili devlete veriyor. Peki bu iyi bir şey mi? Bu biraz belirsiz.

Müşterilerden VAT toplamak mali açıdan sorunlara yol açabilen bir konu. Öncelikle fiyatlarınızı fiyat+VAT şeklinde (VAT exclusive pricing) yazarsanız müşterileriniz ödeme aşamasında başta gösterdiğinizden daha yüksek bir fiyat görecekleri için satın almaktan vazgeçebiliyor. Eğer VAT’ı fiyatın içine koyarsanız (VAT inclusive pricing) bu sefer de VAT’ı müşterinizin yerine ödemiş oluyorsunuz ve komisyonun üstüne ekstra bir maliyet yüklenmiş oluyor. Bu durumda VAT toplamamak en iyisi gibi görünüyor ama işin bir de hukuki boyutu var.

Konuyla ilgili üç farklı mali müşavirden bilgi aldım. Hepsi Türkiye’den satış yapan birisi olarak satış yaptığım müşterilerin ülkelerindeki vergilerin beni bağlamadığını söyledi. Normalde VAT (veya KDV) satıcı tarafından devlet adına müşteriden toplanıp devlete teslim edilen bir vergi. Türkiye’deki bir satıcıdan alışveriş yaptığımızda bunu tecrübe ediyoruz. İthalat yaptığınızdaysa devlet bu vergiyi satıcıdan değil sizden yani müşteriden tahsil ediyor. Bu durumda ihracat yaptığınızda da müşterinin yerleşik olduğu devletin, VAT tahsilini müşteriden yapmasını beklemek gayet mantıklı görünüyor. Fakat MoR şirketlerine göre durum böyle değil. Onlara göre hizmet verdiğiniz kurumların yerleşik olduğu devletler için VAT toplamazsanız başınız ağrıyabilir. Bu konuda karar sizin.

Ben ilk aşamada mali müşavirlerin yaklaşımını benimseyerek otomatik VAT toplamayan bir sistem arayışına giriştim. Bu noktada 2Checkout’u buldum. 2Checkout Türkiye’de de faaliyet gösteren Verifone’a ait bir MoR. 2checkout, 2016 yılında BDDK regülasyonlarına uymayı reddederek PayPal gibi Türkiye pazarından çıkmış. 2018 yılında tekrar dönmeye karar vermiş. Üç farklı planları var ve bunlardan ikisinde (2SELL, 2SUBSCRIBE) otomatik VAT toplama özelliği yok. 2Checkout’a yaptığım başvurunun ardından benden çok fazla belge istendi. Sorduğum sorularaysa bir günden önce cevap verilmedi. Bir buçuk aylık bu sürecin sonunda sanal ofis adresi kabul etmediklerini söylediler. Dolayısıyla 2Checkout süreci bu şekilde uzun bir vakit kaybıyla sona ermiş oldu.

İkinci global ödeme çözümü alternatifi FastSpring’di. FastSpring çoğunlukla Paddle ile kıyaslanan bir MoR. Ancak komisyonları Paddle’a göre biraz daha yüksek olduğu için tercih etmedim.

Son olarak Paddle kullanmaya karar verdim. Paddle’da başvuru ve kabul edilme süreci çok hızlıydı. Sürecin başında hiçbir belge istenmedi. Sonrasındaysa 2Checkout ile kıyaslanamayacak kadar az belge isteyerek kayıt sürecini tamamladılar. Entegrasyon da çok kolaydı. Yönetim panelinden abonelerinizin upgrade/downgrade iptal gibi işlemlerini manuel yapabiliyorsunuz. İsterseniz bu süreçleri API ve webhook kullanarak otomatize etmeniz de mümkün. Müşterilerinize bulundukları ülkeye göre farklı para birimleriyle satış yapabiliyorsunuz. İsteyen müşterileriniz PayPal ile de satın alım yapabiliyor. Kupon tanımlama, ürünleri bundle yapma, üyeliğini iptal eden kullanıcılara kampanya yapma, faturalandırma gibi pek çok özellik de mevcut. En güzeliyse tüm bunları çok basit bir ara yüzden yapabilmeniz. Paddle kullanmaya başlayalı yaklaşık bir ay oldu ve yaşadığım tecrübeden fazlasıyla memnun kaldığımı söyleyebilirim. Ödemeyle ilgili tüm süreçleri üzerinizden alan ve size sadece ayda bir kere fatura kesme görevini bırakan başarılı bir sistem. Benim için tek eksiğiyse VAT tahsilatının opsiyonel olmaması.

MoR, PSP ve üyelik platformu olarak hizmet veren GoCardless, Digital River, Cleverbridge, Braintree, Recurly, Chargify gibi başka pek çok global alternatif mevcut. Benim bir kullanım tecrübem olmadığı için bir şey yazamıyorum. Eğer sizin bu sistemlerle veya başka bir ödeme sistemiyle ilgili tecrübeleriniz varsa yorum bölümünde paylaşabilirsiniz.

Vakit ayırdığınız için teşekkürler👋

- Yavuz Atlas

--

--